Çok önerildi, dayanamadım aldım.
Hafta sonu bir çırpıda bitiverdi.
Çok keyifli, çıtır bir kitap Sade. Git bir cafe’de 3 saat
tek başına vakit geçir, bitirirsin hemen.
Bitince huzur doluyorsun.
Yazarları Begüm Başoğlu ve Ege Erim çok basit tekniklerle
hayatımızı sadeleştirmenin ipuçlarını paylaşmışlar.
Son 1.5 seneki değişim&gelişim serüvenimde sonuç olarak elde
ettiğim bir olgu “sadeleşmek”. Az kıyafet, az yemek, az insan, az para, az
eşya. Her şeyin daha azı. Sadece gerekeni. Ben de doğal sürecinde gelişmiş,
kitabı okuyunca daha iyi anladım.
Benim için “sonuç” olan bu olguyu, başlangıç noktası olarak
almışlar ve bu şekilde tekniklerle aktarmayı seçmişler. Çok da iyi olmuş.
Son zamanlarda hepimiz daha güzel, daha başarılı, daha
zengin, saha sarışın vs olmak için süper bir mücadele içindeyiz. Oysa insan,
az’la da yaşamayı becerebilen bir canlı.
Kitap, benim gibi kişisel gelişimle kafayı yemiş biri için
çok da yeni pencereler açmadı açıkçası, ama bir çok şeyi hatırlamamı sağladı. Bu
tür yayınları hiç okumamış, bu yollara henüz girmemiş kişiler için çok
etkileyici ve güzel bir başlangıç kitabı olabilir.
İlginç çıkarımlar var.
Örneğin bir insan gardırobunda sadece 10 temel parça giysi
ile yaşayabilirmiş. Mantıklı.
Evdeki gereksiz eşyaların günlük yaşantımızı ne kadar
olumsuz etkileyebileceğinden bahsediyor. Aradaki alt metinleri doğru
okuyabilirsen, aslında ciddi bir vazgeçme ve vedalaşma felsefesi var. Bunu
kolaylaştırmak için ipuçları paylaşmışlar.
Para harcarken nakit kullanmayı tercih edin diyorlar. Kartla
harcadığında nasıl harcadığını fark etmeyebiliyorsun, ama elinde nakit olunca,
ne kadar fazla paranın elinden geçip gittiğini daha rahat hissedersin.
Ya da diyor ki mesela, biri sizi telefonla aradığında,
telefonu cevaplandırmak zorunda hissetmeyin kendinizi. Arayan kişi, o anda onun
için doğru zaman olduğu için arıyor sizi. Ama o an, senin de konuşmak istediğin
an olmayabilir. Bu yüzden cevap vermek zorunda değilsin. Kendin müsait
olduğunda, sen de hazır olduğunda dönüş yapabilirsin. Hoşuma gitti.
Ya da bazı yaşanan durumları ya da çatışmaları kişisel
algılamanın altında, aslında kendimizi haddinden fazla önemsememiz olduğundan
bahsediyordu bir yerde. Bu da ilginçti. Bir şeyi kişisel algılamanın sebebinin
bu olabileceğini düşünmemiştim. Güzel bakış açısı.
Güzel kitap, tam hafta sonu okumalık.
Kitabın kendi de güzel, boyu, puntosu, kağıdı, tasarımı.
Bir yerlerden başlamak için hiç fena bir tercih değil.
Şimdi “Açık Ruh Ameliyatı”nı merak ediyorum. Sırada o var.
Zira adamın serüveni benimkine epey benziyor..
Sim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder