Zormuş. Özellikle benim gibi aşk meşk işlerine uzun süre ara
vermişsen.
Teknolojinin akıl almaz bir hızla ilerlediği bu zamanlarda,
ilişki engelleyici amma çok kanal oluşmuş. Günlük stres seviyemizi arttıran
amma çok şey var.
Bak sayıyorum şimdi tek tek ;
Instagram ; İlişkin mi var? Elbette ki fotoğraf
paylaşacaksın! Ele güne nispet şöyyyle misler gibi. Hani eskiden düğünlere
giderken kadınlar, evdeki bütün altın bileziklerini takar takıştırır gidermiş
ya, (ki ben bunu hala modernize olmuş vaziyette görüyorum, düğünde kendisine
takılan su yolu kolyesini takıyorlar falan, bir gülme geliyor elimde değil,
neyse), işte bu da aynı hesap. Herkeslere göstereceksin. Altına da aşklı meşkli
hashtag’ler koyacaksın ki, iyice anlaşılsın. Profilin de açık olsun ki, diğer
kadınlar da görsün (hepsi sırada bekliyordu sanki..) Kadınsan bunu yapma
meyilin daha fazla. Erkeksen daha çekimsersin.
Geçen gün eski erkek arkadaşım beni “unfollow” etti mesela
(özellikle İngilizce kullanmak istedim burada, takibi bırakmadı, resmen “unfollow
yedim”.) Sordum sonra hayırdır diye? Hani dostuz da yani, sebepsiz. Şu an
görüştüğü flörtü olan cici kızımız ufak çaplı bir kıskançlık krizi geçirip
güzel gördüğü her profili çocuğun telefonundan gizlice şutlamış. Ya da şöyle bir tabloya da şahit oldum ben; fotoğrafta
hanım kızımız yok, iki adam var mesela, baskıyla zorla kendini tag’letmeler
falan. Ben de oradaydım mesajı vermeler ele güne, anlaması güç bir güvensizlik
hali? Allah akıl fikir versin, ne diyim.
Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki; bakmayın böyle hart hurt
girdiğimde, toplum normu buna dönünce arada ben de sapıtıyorum. Zaman geçmiş,
kopmuşum olaylardan. Norma karşı gelmek de kısmen manasız gibi. Geçenlerde bir
arkadaşıma “benim sevgilim var” dedim, “eee ne zaman sosyal medyada ilan
edeceksiniz?” dedi kız bana. Aynen bunu söyledi. Ne olacak paylaşınca? Bir tür
söz kesme merasimi falan mı oluyor? “He is taken, cısss”. Bırak ya.. Canın
isterse paylaş, lafım yok da, bu baskı?
Yeni nesil, sanal bir toplum baskısı altındayız..
Saçma salak beklentiler, bir baskılar falan. İlişkiyi ilişki
yapmaktan çıkaran, kontrol etme ve kıskançlık üzerine odaklı bir ego dansı. E,
ilişki yaşayacaktık biz, böyle sevmeli falan? Yaşıyorduk da aslında, ne oldu da
bu raddeye geldik? Ha adam mı güvenilmez, konuş. Konuştun, olmadı mı? Yürü git.
Neyi zorluyorsun? Zorladığımız her şey uzaklaşıyor bizden. Kontrolü gevşetip
akışa uğurladığımız her şey de adım adım daha fazla yakınlaşıyor. Bu kadar
basitse, bunu biliyorsak, why all this mess? İlişkinin özünden kopuyoruz,
üzülüyorum. En çok buna üzülüyorum.
Tamam, bu işlerin içinde sevilme isteği var, çok iyi
anlıyorum. Bende de var, bir çok insandan daha fazla var hatta. Ama bunu
adamdan direk almayı denesek daha iyi olmaz mı? Konuşsak mesela? Adam her yerde
elinden tutuyorsa, herkesle tanıştırıyorsa, evinde yemek pişirebiliyorsan, her
haftasonunu beraber geçiriyorsan, daha neyi zorluyorsun? Kabullenilme isteğimiz
bu kadar mı yüksek? İlişkimizde, sevgimizden ve iki kişi arasında yaşanan
tarifsiz anlardan daha mı kıymetli, cidden mi ya?
Bir ilişki KPI’ı olmuş vaziyette sosyal medya paylaşımları.
Ben ilişkimi bu baskılar ekseninde yaşamak istemiyorum. Arada kayar gibi
olduğumu hissettiğimde, kendi eksenimden uzaklaştığımda hemen toparlanıyorum.
Olmaz çünkü. Bu ben değilim.
Snapchat ; Ben kullanmıyorum, ama bu inanılmaz bir uygulama.
Tam çapkın Türk erkeği uygulaması. Öğrendiğim kadarıyla, bunda kişiye özel
fotoğraf & video falan gönderiyorsun, ama karşı taraf bunu görüntülediği
anda sonsuza kadar siliniyor. İstese de bir daha görüntüleyemiyor. Nasıl ama?
Müthiş risksiz. J
Hafif ölçekte çapkın bir arkadaşım var erkek, gelen mesajların bir kaçını
gördüm, dudağım uçukladı. Baya ilginç durumlar yaşanıyor.
Whatsapp ; Bu da ayrı vaka. Telefonumda 20’den fazla
Whatsapp grubu var. Dernekler, iş grupları, buluşmaya niyetlenen bir takım
alakasız kimselerden oluşan gruplar, “Foto” isimli geçici gruplar (bu ayrı
komedi, hep ismi “Foto” dur bunların). 4-5 tanesi gün boyunca aktif, inanılmaz
bir durum. Senede 5 kere gördüğüm arkadaşım var mesela, haftada bir grupta
yazışıyoruz ama. Müthiş sanal bir ilişki.
Sevdiğin insan Whatsapp’ta online, ve seninle yazışmıyor o
anda? Sıçtın. Ego devreye giriveriyor. “Kiminle yazışıyor?” Ego yapar bunu.
Zihnini devreye sokup, kalbini devre dışı bırakır. Amacı da seni korumaktır
aslında “Aptal olma kızım, kendini kullandırtma, arada fırçala, adam olsun”. Bu
yöntemle adam olan hiç kimseyi görmedim, ama biten çok ilişkiye şahit oldum.
Bende de oluyor arada. Çok fena ya, sinir oluyorum kendime.
Sonra hızlı geçiyor ama. Saçma çünkü. Whats app bir iletişim aracı. Bir insan
günde ortalama 40 kişi ile iletişimde oluyormuş. Kiminle yazışacak, sırf sen
yoksun onun için. Bir rahatla, bir dur be. Bir düşünme, bir bırak. Hatta bence
bu yönetilmesi en kolay illüzyon. Cidden biri olsa, uzun uzun mesaj yazmazdı.
Gider yemek yerdi falan ne bileyim. Ben olsam öyle yapardım şahsen ;) Çok insan
var etrafımda, “Bak online, ama yazmıyor”. “Bak mesajımı hala okumadı, ama
online oldu”.
YO-RU-LU-YOR-UM!
Aşkımı aşk gibi yaşayabilmek istiyorum. Yaşayabilir miyim?
Daha ne kadar şeffaflaşacak? Kendimizi daha kaç kere revize
etmemiz gerekecek?
Ortaokulda flört ederken ev telefonundan konuşurduk okul
çıkışı akşamları. Paralel telefon varsa şanslıydık falan. Sonra telsizler
çıktı, çok iyi oldu, rahata erdik.
Ben hatırlıyorum mesela, akşamdan sözleşip “Öğlen 13:00 gibi
Marks & Spencer’ın önünde buluşalım” dediğimiz günleri. Mis gibiymiş.
Dertsiz. Stressiz. Akşam nerede kiminle bilmiyorsun, nasıl rahat kafalarmış.
Özlüyorum. Keşke yine böyle olabilsek. Ama şu dönemde bu ilkel durumu savunmak
ya da yaşamaya çalışmak neredeyse imkansız.
O zaman ne yapmak lazım? Kendimizi gevşetmek. Bunları
umursamayacak seviyeye gelene kadar zihni rahatlatmak. Bir de inanmak.
Güvenmek. Daha fazla konuşmak, anlamaya çalışmak. Sevmek. Aksi takdirde sinir
krizleri garanti. Ve son derece manasız. Kendine stres. İlişkiye büyük zarar.
Tamamen faydasız bir enerji kaybı.
Başta kendim olmak üzere, bu dönemde ilişki içinde olan tüm
insanlara sabır, iç huzur ve daha fazla gerçek iletişim diliyorum J
Sim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder