Evvela “İnsan Kaynakları” başlı başına eleştirel bir unvan değil
mi?
Mesela bir tür madeni kaynaklar, enerji kaynakları vb hissi
vermiyor mu? İnsan gibi bir varlık nasıl “kaynak” olarak değerlendirilmiş bunca
sene? İş sürecinin bir parçasıyız, kabul. Hatta zincirin en mühim halkasıyız. Ama
kaynak mıyız? Bu mudur bizi tanımlayan kelime?
Senelerdir bu olmuş evet. Ama değişiyor. Türkiye’de de bir
takım firmalar, departmanın ismini değiştiren cüretkar adımlar attılar mesela.
İnsan Varlıkları ve İnsan Değerleri gibi departmanlar duyuyorum kimi
konferanslarda.
İnsan bir değerdir. Kaynak değildir. Madeni, ürünü, ham maddeyi
satın alırsın, insanı alamazsın. İnsan insandır işte.
İnsan Kaynakları tanımına uygun düşen tek fonksiyon İşe Alım
birimi. Bunun eğitimi var, yetenek yönetimi var (buna da ayrıca kılım, neyi
yönetiyorsun?), bordro & özlük tarafı var, yeni yeni işveren markalama
fonksiyonu var.. Bunların hangisi “kaynak” edinme ile ilgili Allah aşkına?
Ben olsam, koskocaman şirketim olsa, muhtemelen departmanın
ismini “Takım İlişkileri” ya da “Ekip Dinamikleri” koyardım. Global düşünelim..
“Team Dynamics Department” Hiç fena
değil gibi? İşin içinde bir çok dinamik var, bu dinamikleri koordine eden bir
departman mesela..
Bir diğer eleştirim, “İnsan Kaynakları Yönetimi Zirvesi”
mesela.. Ya da “Takım Yönetimi Eğitimi”.
Yönetim? Yönetmek? Neyi yönetiyorsun? İnsanı mı? Kölelik
1800’lerde sona erdi ama?
İnsan yönetilmez. İnsan yönlendirilebilir. Yönetilecek şey
ancak “süreç” olabilir.
İnsana talimat verilmez, insana “ilham” verilir.
İnsan görevlendirilmez. İnsan “ikna” edilmelidir.
Bu yüzden aktarılması gereken bilgiler “Liderlik”
çerçevesinde kalmalı, insanı ikna etme becerileri üzerine odaklanılmalıdır. En
azından ben senelerce çalıştığım ekiplere eğitim seçerken buna dikkat ettim
hep.
Bu yüzden “Yönetici” ünvanı da etkisini yitiriyor. DISC’de
Dominance olgusu baskın çıkan kırmızı profiller bundan çok beslenirler mesela, “Ben
yönetirim, ben karar veririm, uygulatırım”. Ben Takım Lideri’ni tercih ederim
şahsen. Yol gösteren, etkileyebilen, arkasından sürükleyen bir lider..
Bu katı, kuralcı, Türk dilinde “patron zihniyeti”, global
dilde “Alman Disiplini” olara nitelendireceğimiz düzen değişiyor. Değişmek
zorunda, çünkü insanlar değişiyor. Her yerde herkes Y Kuşağı’nı anlamaya
çalışıyor. Sayısız araştırmalar yapılıyor. Firmalar tüm süreçlerini yeniden
değerlendirmeye alıyor, kendilerini esnetiyor. Bu dönemde insanı “yönetmek” son
derece farazi bir hal alıyor. Zira yeni nesil yönetilmekten nefret ediyor.
Bir de ünvanlara takılıyorum arada. Her kurumsal firmanın
bir unvan ağacı var. Kimi zaman globalden gelen ünvanlar Türkçeleştiriliyor,
kimi zaman buradaki lokal yönetim ekibi tarafından uyduruluyor.
LinkedIn’de şöyle bir unvan gördüm “Key Account Executive
Relations and Sales Manager”, e yok artık? Kartvizitte nasıl
Türkçeleştirdikleri ciddi merak konusu bende.
Ünvanları şişir şişir, kişiyi terfi ettir, başına Senior
ekle (kıdemliyim ben, herkeslerden daha iyi bilirim bu işi, tamam mı?) maaşına
kuş kadar zam yap, olağanüstü ego şişirme tekniği ile adamı elinde tutmayı
dene.
Yemiyoruz. Ben yemedim şahsen. Sorumluluklarımı arttırsana
benim mesela? Farklı/çapraz projelerde görevlendir? Besle beni. Yetenek
havuzuna al, daha nitelikli eğitimlere yönlendir? Bana bunlarla gel. Benim gibi
çok insan var, ve aktif işgücünde bu sayı çok ciddi oranda artıyor, benden
söylemesi.
Instagram hesabında isminin altına “HR Director” yazan
buldumcukların dünyasında yaşıyoruz, aklım almıyor..
Bak, direktör, müdürden daha güzel bir unvan mesela.
Director. He directs people. Böyle bir imajı var. Yönlendirici. Manager dediğin
manage eden kişi. Yönet, derle-topla. Olmuyor yani, bir boşluk var oralarda.
Bu kurduğum ütopik dünyada, “Ekip Dinamikleri” departmanı
altında görev yapan “Lider”ler görmek, bu nitelikli liderleri zevkle ve çalışma
aşkı ile takip eden ekipler yaratmak istiyorum. Hiç kimsenin kimseyi
yönetmediği, basit ünvanlarla çok iş çıkarılan, efektif, keyifli ve sonucun
yanı sıra aynı zamanda süreç odaklı bir yapı hayal ediyorum.
Şeklen ve ismen olmasa da bir çok firmada bu yapının temel
taşlarının atıldığını, daha esnek ve verimli çalışma sistemlerine geçildiğini
duyuyorum. Belki zamanda isimler de değişir, ve yaşanan süreçleri hakkıyla
temsil eden ünvanlar/isimlere geçilir.. Kim bilir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder